15 Ocak 2013 Salı

ETİK, MEDYANIN KURBANI OLDU


Ahlaki yapının diziler ile giderek bozulmaya başladığı günümüzde bu yapıya bir de günden güne artan cinsel içerikli, pornografik haberler eklendi. Psikolog Ayşe Esma Nuriler, medyanın “kurbanı” bir kez daha kurban ettiği görüşünde.

Fatma Şişli Dosdoğru Haber
10 Kasım 2012

Geçtiğimiz günlerde hazin bir olay yaşadık. Fatma Nur Çelik adlı üniversite öğrencisi, tecavüze uğrayarak feci bir şekilde katledildi. Çelik’in tecavüze uğramış, yarı çıplak fotoğrafları ise Habertürk’te ve bazı haber sitelerinde gazeteciliğin etik kuralları hiçe sayılarak yayımlandı. Vicdanları kanatan bu olay “Bazı medya kuruluşları için ‘etik’ sadece kâğıt üzerinde bir kavram mı?” sorusunu tekrar akıllara getirdi.
Medyada sık sık etik dışı bu türden haber ve görsellere rastlıyoruz. Bazı medya kuruluşlarının bu sorumsuz yayın anlayışına karşı yeterince tepki gösterildiğini söylemek zor. Bazı dernekler ya da sivil toplum kuruluşları tarafından gösterilen tepkilerin topyekûn bir “etik” tartışmasını alevlendirmediği de aşikâr.
Buluşan Kadınlar’dan imza kampanyası
Yine de, toplum vicdanını rahatsız eden etik dışı yayıncılığa karşı büsbütün tepkisiz kalınmıyor. Son olarak Buluşan Kadınlar Platformu, Fatma Nur Çelik’in fotoğraflarını sorumsuzca yayımlayan Habertürk’e karşı bir imza kampanyası başlattı. Kampanyaya imza atanlar, medyada etik olmayan, cinsel içerikli öğelerin kullanımının yasaklanmasını talep ediyor.
Medya teşhircilik yapıyor
Türkiye’de bilişim hukukunun yeterli gelişimi sağlayamamasıyla birlikte, toplumsal değerlerin ve bireysel hakların korunmadığı cinsellik içeren haberlere her geçen gün maruz kalmaya devam ediyoruz. Mesleki etik kuralları açısından eksik olan bu haberler cinsel suç mağdurlarının, çocuk zanlıların fotoğraflarını yayınlarken gereken hassasiyeti göstermiyor. Habere konu olan kişilerin ailelerine acı verebilecek bir görüntü, sonucu düşünülmeden kullanılabiliyor. Konuya İslami açıdan yaklaşırsak, İslamiyet’te, medyanın ‘ticari bir mal ‘olarak gördüğü ölü bedenine saygı esastır. İslami anlayışa göre bir ölünün bedeni teşhir edilmez, onun üzeri örtülür ve incitmeden yaşıyormuşçasına davranılır. Ancak medyanın belli bir bölümü, hem İslami hem insani anlayışa ters olarak teşhircilik yapıyor. Medya, haberleri belli bir süzgeçten geçirmeden, kadın bedeni başta olmak üzere cinsel temalara yer veren ya da şiddet içerikli yayınlar yapmaktan geri durmuyor.
Medya, kurbanı kurban ediyor
Psikolog Ayşe Esma Nuriler, medyanın bu tutumunun toplum üzerinde oluşturabilecek etkilerini şu şekilde yorumluyor: “Toplumun bilinçaltına korkuyu ve dehşet duygusunu yerleştirmenin en hızlı ve etkili yolu cinayet, işkence, tecavüz olaylarının görüntülerinin alenen sergilenmesidir. İnsan bedeni her koşulda her durumda insanın kendine aittir. O bedenin ölü olması bu hakkı insanın kendisinden almaz, onu değersizleştirmez. İzleyenlerin bilinçaltına çok ciddi travmatik etkileri olabilecek bu görüntülerin resimlere konu olan kişilerin aileleri ve yakınlarının benliklerinde de tedavisi zor yaralar açar. Bir bedenin şuursuzca ve merhametsizce görüntülenmesi onun değersiz görülmesi ve saygı duyulmaması ahlaki olduğu kadar psikolojik kaynaklı bir sorundur. Kurban haline getirilmiş bir beden medya tarafından haber adına ikinci kez kurban edilmiş olur. O görüntüleri yayınlayanların da çok sağlıklı olduklarını söyleyemeyiz. Bu görüntüler izlenmemeli, izlettirilmemeli ve yayınlayanlara da mutlaka tepki gösterilmelidir. Aksi halde bu görüntüler cinnetin ve sonuçlarının olağan hale getirilmesi ve öyle algılanmasına neden olmaktadır.”
Etik kuralları kâğıt üstünde kaldı
Haberin iyisi kötüsü olmaz mantığı ile kadın ya da çocuk ayırt etmeksizin yapılan bu istismarcı haberler her geçen gün artarken konuyla ilgili kısıtlayıcı hiçbir düzenlemeye gidilmiyor. Herhangi bir denetleme olmaması sebebiyle de haberleri yapan kişiler için ‘etik’ kavramı kâğıt üzerinde kalmaya devam ediyor. Çeşitli dallara ayrılan modern haberciliğe “cinsel habercilik” adı altında yeni bir dal daha eklenirse şaşırmamalıyız. Kadının ölüsünün bile reyting uğruna istismar edilebildiği bir habercilik anlayışına sahip olanların, bu konuda artık uzmanlaştığı gözle görülür bir gerçek ne de olsa.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder