15 Ocak 2013 Salı

KIYAFET SERBESTLİĞİNE KİM NE DEDİ?


Milli Eğitim Bakanlığı 2013-2014 eğitim ve öğretim yılı için okullarda forma zorunluluğunu kaldırdı. Bu kararla kafalar karıştı. Öğrenciler, veliler, uzmanlar aynı soruya cevap arıyor: Bu serbestlik ne getirir,  ne götürür?  Cihan Aktaş konuyu Dosdoğru Haber için yorumladı.
Fatma Şişli Dosdoğru Haber
30 Kasım 2012

Öğrenciler kılık kıyafet serbestliğine ne diyor?
Yarın ne giyeceğiz?
Bu kararı duyunca aklıma ilk gelen şey alışveriş oldu!
Düzen olmazsa okul, okul olmaz!
Herkes kendi mahallesinde, o nedenle mutlu!
Bu serbestlikte de başörtüsü yasağı var!

Öğrencilerin kılık kıyafetine ilişkin yönetmelikte Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı resmi ve özel okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin kılık ve kıyafetlerine dair bir takım usul belirlemelerine gidildi. Yönetmelikte belirlenen sınırlamalar dışında okul öncesi, ilkokul ortaokul ve liselerde kılık kıyafet serbest olacak. Bu kararla kafalar karıştı. Öğrenciler, veliler, uzmanlar aynı soruya cevap arıyor: Bu serbestlik ne getirir,  ne götürür?  Dosdoğru Haber bu soruları Yazar Cihan Aktaş’a da sordu.

Herkes kendi mahallesinde, o nedenle mutlu!
Gazeteci yazar Cihan Aktaş formanın genç insanın kendi varlığının inceliklerini ve niteliklerini keşfetmekte engelleyici bir rolü olduğunu belirtiyor. Aynı zamanda ilk ve orta öğrenim çağında kılık kıyafet serbestisi söz konusu olduğunda da en uygun kararı vermekte zorlanmamıza yol açacak bir takım etkenlerin de olduğunu dile getiriyor. En önemlisi de bu serbestlik içinde birtakım kisitlamaların hala devam ettirildiği imam hatip istisnasına dikkatleri çekiyor:

“ Orta öğrenimimi yatılı okulda tamamladım. Gece gündüz aynı giysiyle dolaşan yüzlerce öğrenci içinde kaybolmanın zorluklarını, personel tarafından sadece “Ayşe” ya da “Fatma” olarak çağrılmanın sebep olduğu sıkıntıyı yıllar sonra “Bana Uzun Mektuplar” Yaz isimli romanımda yine bir yatılı öğrencinin bakış açısıyla anlattım.Formanın genç insanın kendi varlığının inceliklerini ve niteliklerini keşfetmekte engelleyici bir rolü olduğunu düşünüyorum. Kendi olamam üzerinden gelişen bir devlet-tebaa ilişkisi benliklerimize öylesine sinmiş ki başka bir şekilde mütevazı nasıl olur, kavramakta zorluk çekiyoruz. Yine de ilk ve orta öğrenim çağında kılık kıyafet serbestisi söz konusu olduğunda da en uygun kararı vermekte zorlanmamıza yol açan bir takım etkenler var. Twitter’da konuyu tartışmaya açtığımda bu yüzden muzdarip olmuş anneler ve kızları, formayı savundular. Çocuklarını okula gönderirken ne giydireceğini bilemediğini, bu yüzden çok büyük acılar yaşadığını söyleyen bir anne, kıyafet serbestisinin pek çok öğrencinin benliğinde yaralar açacağını, annelerin de her sabah, “Bugün ne giydireceğim çocuğuma?” şeklindeki soruyla sıkıntıya düşeceğini yazdı. Bana çok düşündürücü gelen,“herkes kendi mahallesinde, o nedenle mutlu” şeklindeki, farklı varlık düzeyindeki ailelerin çocuklarının zaten semt ve okul farklılığı nedeniyle bir kıyaslamaya düşmeyeceği şeklindeki sınıfçı  yorum oldu. Yani formaları çıkartsak bile farklı şekillerde tek tipleştirici bir düzenin mantığını giydiriyoruz bakışımıza. Bu açıdan başka türlü tevazu yollarını geliştirmek, maddi yoksulluğu bir utanç sebebi olarak yansıtan telakkilere karşı apayrı bir duyarlığı güçlendirmek büyük önem taşıyor.”

Bu serbestlikte de başörtüsü yasağı var
Cihan Aktaş, bu kararda da varlığını devam ettiren başörtüsü yasağına da değindi:  “Bütün bunların yanı sıra, kılık kıyafet serbestisi asıl ayrımcılığı temsil eden yasağı koruyan   yanıyla eksik kalmaya devam edecek; başörtüsü İmam-Hatip istisnası dışında okullarda, kamusal kurumlarda hala yasak.”

Güvensiz Çocuklar

Düzenleme üzerine yapılan yorumları dikkate alırsak bu değişimin çocukluk ve ergenlik çağındaki, 6-18 yaş arası kesimde psikolojik bir etki de yaratacağı aşikar. Düzenlemenin muhtemel psikolojik etkilerini Çocuk ve Ergen Psikoloğu Büşra Börekçi’ye sorduk.

Çocuk ve Ergen Psikoloğu Büşra Börekçi’ nin kılık kıyafet serbestliğinin öğrenciler üzerindeki etkileri üzerine görüşleri şöyle :
“ Özellikle son yıllarda zengin ve fakir ayrımı konusunun hat safhada olduğu günümüzde, sosyo-ekonomik açıdan farklılıkların iyice belirginleşmesi ile muhakkak ki bu durum olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Anaokulunda bile çocuklar  ‘Aa öğretmenim baksana yine ayni kıyafetle gelmiş. Pazardan giyiniyor zaten o!’ gibi cümlelerle karşınıza gelebiliyor. Ve bunlar aslında çocukların değil ailelerin görüşleri oluyor. Evde konuşulanlar okula yansıtılıyor. Kendine özgüveni iyi olan bir çocuk ya da genç bu durumdan belki daha az etkilenecektir. Ancak zaten özgüven açısından eksik ve eleştiriye toleransı zayıf olanlarda olumsuz durumlar ortaya çıkabilir. İçe kapanma, okula gitmek istememe, aileye karsı öfke, arkadaş ilişkilerinde bozulma gibi durumlar yaşanabilir.”
Bu gün ne giysem?

Henüz 4 X 4 kararı ile kafalarındaki karışıklığı gideremeyen öğrenci ve veliler, okullara kılık kıyafet serbestliğinin getirilmesi ile yeni bir tartışmanın içerisinde buldu kendini.  Düzenlemein asıl muhattapları olan öğrenci ve veliler ne diyor?
İlkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin serbestlik ile ilgili görüşleri memnun olmadıkları yönünde. Ortak görüşleri ise “ Yarın ne giyeceğiz?” sorusuna cevap aramak zorunda kalacakları yönünde.

Korkmaz Yiğit Anadolu Lisesi Öğrencisi G.Ş bu konudaki görüşlerini şöyle dile getiriyor:“Bu kararı duyunca aklıma gelen ilk şey alışverişe çıkmak oldu. Gereksiz yere kıyafet arayışına girilecek şimdi. Aileler açısından da sorun olacak bu konu. Eskiden senenin başında bir etek, bir tişört alınıyordu. Şimdi öğrenci arkadaşından görüp her gün aynı şeyi giymek istemeyecek ve aileler zor durumda kalacak.”

Validebağ Anadolu Sağlık Lisesi Öğrencisi B.S ve A.Ş ise; “ Her sabah ‘Bugün ne giysem?’ düşüncesi ile kalkacaklarını, derslerine önem vermeleri gerekirken ‘Ne giyinsem? ’ sorusu ile meşgul olmaya başlayacaklarını belirtti. Ayrıca marka bağımlılığı durumunun iyice artacağını, beğenilip beğenilmeme dürtüsü ile hareket edileceğini dile getiriyor. Marka takıntısı olup kıyafet seçimini bu markalardan yapacak olan öğrenciler ile diğer öğrenciler arasında bir uçurum meydana geleceğini ve bunun ayrışmaya sebep olacağını belirten gençler  “Onun giyim tarzıyla benim giyim tarzım ayni olmayacağı için ayni ortamda bulunmak istemem.” şeklinde konuştu.

Bazı öğrenciler ise haftanın beş günü kıyafet serbestliğine karşı gelirken bunun yerine haftada bir gün böyle bir uygulamaya gidilebileceğini belirtiyor.

Düzen olmazsa okul, okul olmaz!

Tertip ve düzenin bu karar ile ortadan kalkacağını düşünen velilerin de bu konudaki görüşleri öğrencilerden farklı değil. Onlar da sosyo-ekonomik zeminde aradaki farklılıkların belirginleşeceğini, hem aile hem de çocukların bu durumdan olumsuz etkileneceğini düşünüyorlar.

Bir ortaokul öğrencisi velisi bu konudaki düşüncelerini şöyle dile getiriyor: “Ne yönetim ne de veliler buna hazır değil. Okulda iki kesim var; bir elit kesim diğeri dar gelirli kesim. Bunlar arasında iyice bir uçurum oluşacak. Biri Lacoste hırka giyecek öbürü ‘Ben de ondan istiyorum.’ diyecek. Böyle bir şeyin olması için daha vakit var. Ekonomi daha iyi olunca, kalite artınca ve insanların gelir farklılıkları azalınca belki böyle bir uygulamaya geçilebilir. Yoksa maddi durumu iyi olmayan ailelerin çocukları ezilecek. Ayrıca okulda bir tertip ve düzen ortamı olmalı. Fakat bu durum her ne kadar çeşitli sınırlandırılmalar getirilse de karmaşıklığa sebebiyet verecektir.”

Öğretmenler ne diyor?

Öğrenci ve veliler kılık kıyafet serbestliğinden muhakkakki en çok etkilenecek kesim fakat öğretmenler de bu düzenlemenin olumlu ve olumsuz etkileri olacağı hususunda hem fikir.

Anadolu lisesinde İngilizce Öğretmeni olan Z.Y bu konudaki görüşlerini şu şekilde  aktarıyor: “ Bu yeni kılık kıyafet tasarısı eğitime vurulan ayrı bir darbedir.  İlköğretim ve ortaöğretimdeki bir çocuğunun birbirini kıyafetine göre değerlendirmemesini beklemek naiflik olur. İyisini alması mümkün olmayan çocukları düşünerek beslenmelerine muz koymayan aileler simdi de çocuklarını orta halli mi giydirecek? Ya imkanları olmayan çocuklar? O çocukların benliklerinde oluşacak hasarları bunu tasarlayanların vicdanına bırakıyorum.”

Bu değişimin tek tipleşme açısından önemine dikkati çeken bir başka öğretmen ise tek tipleşmenin ortadan kalkacağını fakat kafalar özgür olmadıkça serbestliğin bir öneminin olmayacağına dikkat çekiyor.

Bir kez daha her fikrin beğeneni var beğenmeyeni var düşüncesi ile hareket edildi ve zamanla alışırlar algısıyla değişim üzerine değişim yaşayan eğitim sistemimiz bu sefer de kılık değiştirdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder